Adımız kaostur bizim


Yeni bir Marilyn Manson albümüne ihtiyacımız var mı?

Bakalım bu kez neler yapmış dediğimiz, her albümüyle, her iki üç senede bir yepyeni bir alem keşfeden ve de keşfettiren müzisyenlerden biri değil malumunuz kendisi. Daha çok sansasyonel tarafıyla, sahnesiyle, makyajıyla saçıyla, takıntılı olduğu şeylerle muhabbetlere, haberlere konu edilen müzisyenlerden. Bir kuşağın Alice Cooper’ı vardı. Öyle ki hiç dinlememiş bile olsanız adını sanını bildiğiniz, deliliklerinden haberdar olduğunuz bir Alice Cooper. 

70’li senelerin Ses dergilerine bir bakın, Kadir İnanır, Tarık Akan, Türkan Şoray, Cem Karaca, Barış Manço arasında mutlaka bir tane de Alice Cooper haberi mevcut. Başka bir kuşağın Ozzy’si vardı. Ozzy Osbourne’un 80’lerde en delişmen vakitleriydi, dinlemeseniz de gündemi işgal ediyordu. Alice Cooper da, Ozzy de ilerleyen zamanlarda daha az şok etkisi yaratan, ve azalan şok etkisiyle ters orantılı olarak daha çok saygı gören isimler olarak ‘babalar’ arasına girdi. 90’lı yılların da Marilyn Manson’u vardı.



Şok etkisini üzerimize boca ettiği esas zaman dilimi 90’ların ikinci yarısıydı. Rock’ın çehresi, tınısı, hali tavrı değişirken Nirvana önderliğinde, alternatif seslere ve tınılara hücum edilirken 90’lar boyunca, Manson da Trent Reznor (yani Nine Inch Nails) ve Rob Zombie (yani White Zombie) gibi isimlerle birlikte zuhur etti. Ki bu endüstriyel sesleri, elektronik dokuları farklı gitar tonları, distorte notaları kullandılar. Esasen Ministry (yani Al Jourgensen), Killing Joke gibi abilerinin açtığı muhalif, karanlık, provokatif bir müzik anlayışının izinden gittiler. Manson’un en büyük farkı büyük kitlelere daha çabuk geçen şarkılar yapmasıydı.

Bir yandan tipik bir ABD vatandaşının tüm ‘kırmızı çizgi’lerini ihlal ediyor, bir yandan kendini dışarıda hisseden genç bireylerin derdine derman oluyordu. Depresif hisleri de, isyan etmeyi de körükleyen, aile yapısına, inançlara nanik yapan sözleri akılda kalıcı şarkılara dahil ediyordu. Kennedy suikasti mi? Manson o konula ilgilenir. Seri katil mi? Manson soyadı zaten Charles Manson’dan gelmiyor mudur? Hayatları kolayca harcanabilir gençler mi? Manson’un o konuda bir şarkısı mutlaka vardı. Zaten evdeki büyüklerin nefret edeceği bir müzik mevcutsa ona anında vurulmak gibi bir alışkanlığı da mevcut ergenlik çağlarımızın. Manson oradan, tam 12’den vuruyordu.

 

 
Marilyn Manson’un esasen bir pop yıldızı olduğunu düşünebiliriz. Ama öyle hemen “bu nasıl pop, şarkılarında ‘tanita tikara’ bile geçmiyor” demeyin. Bir pop yıldızının şarkıları çok geniş kitlelerce ezbere bilinir, giydiği giyilir, saçına verdiği şekil taklit edilir, yeterince hayranı olmayanlarla hareretli tartışmalara girilir. O pop yıldızı da her albümde hem aynı kalır, hem kendini yeniler, ‘imaj değişikliği’ kartını oynar belli dozlarda. Manson’un kariyeri de tam böyle işledi, işliyor. Fakat, az önce bahsi geçen şok etme işine yüklenişi hem güç kaybetti, hem de alıştık kendisine. Normal, sıradan, herhangi biri gibi davrandığında daha büyük bir şok etkisi yaratacak hale geldi. Hal böyle olunca da yeni albümüdür, yeni şarkısıdır, yeni görüntüsüdür eskisi kadar alaka görmez oldu. Manson da bu durumun farkında olmalı.

Her şeyden önce zeki bir müzisyen olduğunu biliyoruz. Yeteneğini güzelce kullanıp sonra yollarının ayrıldığı müzisyenlerden, röportajlarda gönlünce kurguladığı cevaplarıyla röportaj yapanları parmağında oynatışına kadar elimizde epey delil var. E bir de tabii artık 51 yaşında, hayatı bu işlerde geçmiş halde. Belki de bu yüzden 11 Eylül’de (evet, 11 Eylül) piyasaya çıkacak yeni albümü “We Are Chaos” için country müziğin kanunsuz kovboylarından Waylon Jennings’in oğlu Shooter Jennings’le çalışmayı tercih etmiş. Manson ve Shooter Jennings birkaç sene evvel dans müziğinin efsane prodüktörü Giorgio Moroder’e ithafen, zamanında David Bowie’den dinlediğimiz “Cat People (Putting Out Fire)”ı kaydetmişti.




O işbirliğinin tadı damakta kalmış olmalı ki, olay bir albüme evrilmiş. Her şarkı ikisinin eseri olarak ortaya çıkmış. Albümle adını da paylaşma cömertliğini gösteren şarkı “We Are Chaos” hem müzikal yapısıyla hem de sözleriyle sizi yükselten, sarıp sarmalayan bir şarkı. Manson söz konusu olunca damara basmak yerine sarıp sarmalama geçiyorsa o  işte bir iş vardır diye düşünüyor insan.

Lakin “hastalıklıyız, darmadumanız, karmakarışığız, biz kaosuz, tedavi edilemiyoruz” diyen, bizi böyle kabul edin, hatta beni böyle kabul et diyen bir şarkı tuhaf bir şekilde romantik bir tarafa da sahip. “Sonuçta kendimizi çöp kutusunda bulacağız, ve o zaman elini(zi) tutan ben olacağım” diyor Manson. Ve bunları Shooter Jennings vesilesiyle müziğinde öne çıkan 70’lerin piyano baskın şarkıcı / şarkı yazarı klasiklerini Manson usulü dinleten bir prodüksiyonla yapıyor. Şaşırtma etkisini kaybettiğini düşündüğümüz biri için, dikkat çekici bir hareket.

Manson, “Tek amacı insanlığı tamamen yok etmek olan bir bombanın yaratılışını alkışlıyoruz. Başkanımızın beynin tüm Teksas’a dağıldığı görüntüleri izleyerek büyüyoruz. Hayır, daha şiddet dolu günlerde yaşamıyoruz. Sadece şiddet artık daha görünür halde.” diyor 1999’da verdiği bir röportajda.

Şiddete teşvik ettiği gibi suçlamalarla sıklıkla karşılaşan biri tarafından, içinde bulunduğumuz çağ için de söylendiğini kabul edebileceğimiz gayet yerinde bir tespit. 20 sene evvelinde, Manson şiddet daha görünür halde derken televizyondan bahsediyor, biz şimdi şiddete sosyal medya vesilesiyle her saniye telefonlarımızda, yeni bir vaka ile şahit oluyoruz. Dünya daha kötü bir yer haline gelmedi, sadece bizler, artık kötülüğün daha çok farkındayız.

Yorumlar

Popüler Yayınlar