‘Beyaz Albüm’leriniz alınır (Sadece tek bir albümü satan plakçı)

 

Bir albümden en fazla kaç adet edinirdiniz? Spotify çağında olmadığımızı varsayalım. Rahatlıkla bir albümü istediğimiz formattaelimizle koymuş gibi bulabildiğimizi farz edelim. Evet, kaç adet edinirdiniz?
Bir tane, belki iki tane? Hadi belki farklı formatlarda bulundurmak niyetiyle,ya da ‘arabada dinlemek’ üzere, üç. Amerikalı sanatçı Rutherford Chang’se işi biraz abartmış. Sadece The Beatles’ın 1968 tarihli adıyla müsemma beyaz kapaklı beyaz albümü “The White Album”ü topluyor. Albümü plak formatında biriktiriyor ve sadece zamanında piyasaya çıkan numaralandırılmış ilk baskısındansa bu plakları koleksiyonuna ekliyor.
"The White Album" emekti 
The Beatles, 1968 yılında piyasaya iki plağa yayılmış 30 şarkıdan oluşan bir albüm çıkartmaya karar verir. Kariyerlerinin ve yaratıcılıklarının tepe noktalarında gezindikleri günlerdir. Muhteşem dörtlüyü oluşturan John Lennon, Paul McCartney, George Harrison ve Ringo Starr'ın arasındaki farklılıkların, çatışmaların su yüzüne epeyce çıktığı kayıt süreci zorlu mu zorlu geçer. Onlara şöhret kapılarını açmaktaki mahirliğiyle bilinen menajerleri Brian Epstein’ın evvelsi sene hayata veda etmesinin etkisi de açıkça hissedilir. Yine de dört beatle ‘iş’in üstesinden gelir ve Rolling Stone gibi dergilerce gelmiş geçmiş en iyi 10 albüm arasında gösterilen “The White Album”ü tamamlar.


Geriye sadece albümün kapak tasarımı kalmıştır. İğne atsasanız tanınmış bir şahsiyete çarpacak kalabalıktaki kapağıyla müzik tarihinde çok özel bir yere sahip “Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band”in kapağıyle bu konuda da çıtayı fena halde yükseltmişlerdir. “Sgt. Pepper’s...”ın da kapağını hazırlayan pop art’ın mühim sanatçısı Richard Hamilton’la çalışmaya karar verirler yine. O da “Sgt. Pepper’s...” ile tam bir kontrast yaratacak şekilde, beyaz zemin üzerine kabartma harflerle sadece grubun isminin ve plağın seri numarasının yazılı olduğu tasarımla çıkagelir.

Kapakta sadece beyaz zemin ve grup ismi taşıması vesilesiyle de müzik tarihi albümü, The Beatles'ın aynı adlı albümü gibi bir isimle değil de “The White Album” olarak anmayı tercih eder. Barındırdığı eşsiz The Beatles şarkıları (saymakla bitmez 30 şarkı, yoksa sayardı bu satırlar siz okuyanlar için) kadar kapak tasarımıyla da klasikleşir albüm geçen yıllarla birlikte. 
New York’ta yaşayan Tayvan kökenli sanatçı Rutherford Chang’in ilgisi de tam buradan başlar.

‘Beyaz albüm’ sanatı
Belki şaşırtacak sizi fakat Rutherford Chang aslında öyle iflah olmaz bir The Beatles hayranı değil. 
15 yaşındayken evdeki plaklardan kurtulmak isteyen birinin evinin garajı önünde açtığı tezgahtan satın almış çift plaklık “The White Album”ü. İhtiva ettiği notalar kadar, albümün kapağı da ilgisini çekmiş genç adamın. New York’a, sanat camiasının çok daha aktif olduğu bu büyük şehre Kaliforniya güneşini arkasında bırakıp taşındığında ve adını yavaş yavaş duyurmaya başladığında ‘beyaz albüm’le ilgili bir iş de yapmaya karar vermiş. 
Ve böylece usul usul beyaz albümün plaklarını toplamaya başlamış. Toplarken de bir kıstas belirlemiş: Sadece 1968-70 arası numaralandırılmış olarak basılmış, takriben 3 milyon civarı bir nüfusa sahip beyaz albümlerin peşine düşecektir. Olaylar gelişir... 

Bir kahve lekesi, ufak bir yırtık
İkinci el obje toplayanlar iyi bilir, ikinci el öbjelerin neredeyse hepsinde önceki sahiplerinin bir nevi imzası gibi düşünülebilecek, lekeler, izler, yıpranmalar vardır. Chang, ‘beyaz albüm’leri toplamaya başladığında özellikle bu farklılaşmanın peşine düşmüş. Söz konusu şey bembeyaz bir plak kapağı olunca geçmişin izlerinin takibi de epey bir kolaylaşmış tabii. Normal şartlar altında pırıl pırıl (yeni gibi) bir kopyanın peşinde koşar plak severler, iyi ses vermesini, çizik ya da herhangi başka bir hasardan tabiri caizse ‘koşarak uzaklaşırlar’.


Bay Chang ise bu izlerin, yıpranmışlıkların ‘beyaz albüm’ün her bir kopyasına kattığı özgün kimliklerin peşine takılmış. Bir kahve lekesinin, kenara köşeye yapılmış bir karalamanın ya da ufak bir yırtığın, kopuk köşenin plakların herbirini özel ve farklı kıldığını düşünmüş. Plakların durumu, doğru düzgün çalıp çalmamalarını ikinci plana atmış.

Sadece tek bir albümü satan plakçı 
2013'ün Şubat ayında Manhattan’daki Recess isimli galeride açılan Rutherford Chang sergisi bir müzik dükkanı gibi tasarlanmış, daha doğrusu artık tekrar hayatımıza ufak ufak girmeye başlayan o eski usül plakçılar gibi.
İsterseniz raftan herhangi bir ‘beyaz albüm’ü çekip alabiliyor ve sergide hazır bekleyen pikaba yerleştirip dinleyebiliyorsunuz. Plakları dinleyebilmek aynı zamanda Rutherford Chang’in ‘Beyaz Albümlerinizi Alıyoruz’ ismini uygun gördüğü çalışmasının bir sonraki aşamasını da oluşturuyor. 
Şu anda elinde bulunan koleksiyonundaki 705 adet (sayı her geçen gün artıyor, ben kendisiyle 20132te irtibata geçtiğimde son rakam 705’ti, şimdiyse 3 bin kopyayı geçmiş) plağı tek tek dinliyor ve kayda alıyor. Sonraki aşamada bu kayıtların tamamını üst üste bindirmek ve ortaya tek bir ‘beyaz albüm’ çıkartmak arzusundaydı.


Bu nihai albümün kapağı da tahmin edeceğiniz üzere koleksiyondaki tüm kapakların birleşiminden oluşacaktı. Bu arzusunu gerçekleştirmiş: https://www.discogs.com/release/5109438-Rutherford-ChangBeatles-We-Buy-White-Albums 


(Bu yazı 10 sene evvel Akşam Gazetesi için kaleme alınmıştı. 2023 senesinin pastırma yazı bir Kasım akşamı tekrar göz atıldı, elden geçti düzenlendi ve bi' nevi mecmua tesislerinde yerini aldı - Egemen'in notu) 

Rutherford Chang ve daha önceki işleri hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz: www.rutherfordchang.com

Yorumlar

Popüler Yayınlar