Jessie Ware: Sade, zarif ve hatta naif


İngiliz şarkıcı Jessie Ware, tıpkı ilkinde olduğu gibi ikinci stüdyo albümü “Tough Love”la da o günün en 'mutlak suretle kulak kabartılması gereken' isimlerinden biri. Neden mi? Anlatmaya çalışalım cümlelerimiz yettiğince...

Şu sıralar dünya çapında şarkıları çok dinlenen ve çok izlenen kadın pop yıldızları (ve pop yıldızı olduklarına inanmamız istenenleriyle) ile bir türlü göz göze gelemiyoruz, fark ettiniz mi? Gözlerini gözlerinize denk getirmeye çalıştıkça siz, onlar kaçırıyor. Bir tezgahtar edasıyla bakın şöyle ürünlerimiz de var dercesine, önünüze başka şeyler sürülüyor. Ve bunlar ne ses güzelliği ne de müzisyenliğe dair alkışlanacak şeyler olmuyor ekseriyetle.

Ahlak dersi vermek, Niran Ünsal’lık etmek değil bu satırların niyeti. ‘Nasıl böyle bir şey yaparlar!’ minvalinde bir feryat hiç değil. Sinead O’Connor’un Miley Cyrus’a yazdığı açık mektuptaki gibi ‘kızım seni kullanıyorlar’ ablalığı yapacak da değil bu satırlar. Zira farkındayız, popüler müzik her daim abartı içerir, ve bu abartıya her daim cinselliğin çeşitli dozları (50 tonu mu demeli yoksa?) enjekte edilir. Elvis’ten Madonna’ya, Michael Jackson’dan Lady Gaga’ya... Fakat her şeyin olduğu gibi -kulağa garip gelecek ama- bunun da bir adabı, bir sanatın muhteviyatına yedirilişi var. Sıkıntı, başarıya giden tek yolun, tek geçer akçenin bu çeşit bir sunum olduğunu empoze eden gücün pop alemi üzerine şu sıralar tüm ağırlığıyla çökmesi.

Güney Londra’nın sihri

Bu ay ikinci albümü piyasaya çıkacak olan İngiliz şarkıcı Jessie Ware bahsettiğimiz ‘tek yol’dan sapmayı tercih edenlerden. İngiltere’nin güney mıntıkasından katılıyor üzerinde kafa patlatıp, iyi şeyleri çekip çıkarmaya çalıştığımız bu global müzik yarışmasına. Bu noktada hemen bir not düşelim, Adele, Florence Welch, La Roux, Lianne La Havas gibi İngiltere’nin son yıllarda çıkardığı iyi kadın sanatçıların hepsi Londra’nın güneyinden birbirine yakın bölgelerden. Bir şeyler oluyor oralarda, aklınızda bulunsun.

Jessica Lois Ware henüz adını Jessie Ware’e kısaltmadan evvel, takvimlerimizin en ‘Orwellyen’ yılında, 1984’te doğmuş. İngiliz edebiyatı okumuş üniversitede. Babası BBC’nin muhabirlerinden olunca şansını TV dünyasında denemekle start vermiş hayatının bir sonraki evresine. Yanında çalıştığı ilk isimlerden biri Erika Leonard olmuş. Leonard’ı, E.L. James adıyla tanıyoruz, Grinin Elli Tonu ve devamında gelen kitapların yazarı olarak tanıyoruz.


Gazetecilikte dikiş tutturamayacağına karar vermesiyle müziğe ciddi bir iş olarak eğilmeye karar veriyor. Bu kararda okul arkadaşı Jack Peñate’nin daveti de gayet etkili bir rol oynuyor. Peñate’nin yükselen bir indie yıldız olmasına beş kala onunla birlikte çalışmaya başlıyor, vokalisti olarak turnelerinde hazır bulunuyor sahnede.
Bir başka ‘yükselen yıldız’ SBTRKT’in dikkatini çekiyor. Elektronik müziğin ürkütücü maskeli İngilizi Aaron Jerome’un SBTRKT adı altında remiksleriyle ün salarken, kendi şarkılarını da bir bir piyasaya bırakmaya başladığı zamanlar. Jessie Ware’in sesiyle şenlenen “Nervous” gece alemlerinin arananlarından oluyor. Ardından SBTRKT’in 2011 yazında çıkan ilk albümünde de “Sanctuary” ve “Right Thing To Do” şarkılarında sesini işitiyoruz Jessie’nin. İngiliz dans müziği camiasının adı featuring hanesinde sık sık beliren isimlerinden birine dönüşüyor yavaş yavaş.

Sıranın kendi adına bir albüm yapmaya geldiğine kanaat getirdiğinde, bir başka Güney Londralıyla, Dave Okumu ile kapanıyor stüdyoya. Jessie şarkılara abartıya kaçmadan hip hop’a ait öğeler katmaya çalışıyor, zira Nas gibi isimlerin büyük hayranı, Okumu da şarkıların soul müzik sınırları dahilinde öğelerle bezenmesi görevini üstleniyor. Ortaya Jessie Ware adını dans pistlerine nazır mekanlarda işitenleri şaşırtan sakinlikteki ”Devotion” çıkıyor.

2012’nin en iyilerindendi

Albümün halka arzından evvel görücüye çıkan “Running” ve “110%” kendi dinleyicisini internet üzerinden linkten linke dolaşarak bulduğu sıralarda Jessie de konserlere çıkmaya başlıyor. “Running”in videosundaki şuh, siyahlar içindeki femme fatale imajı dikkat çekiyor. Sade’yi akıllara getiriyor şarkı, söyledikleri ve söyleyiş biçimi. Kendisi de bu çağrışımdan mutlu. Sade ve Annie Lennox gibi özel bir dinleyici kitlesine sahip olmak istediğinden bahsediyor röportajlarında. Son beş yılın hit şarkı dendimi telefonu ilk çaldırılan ismi Sia Furler’e öykünerek yazılmış “Wildest Moments” ilk Jessie Ware albümünün ticari anlamda en başarılı single’I oluyor.

Melankoli kıvamı iyi tutturulmuş, popüler müziğin modern seslerine kapılarını açarken sadece ergenlik çağındaki dinleyiciye değil geniş bir yaş skalasına hitap edecek pop şarkılarıyla dolup taşan “Devotion” 2012’nin en iyi işlerinden biri olarak yıl sonu değerlendirmelerinde kendine bolca yer buluyor.

Siyah-beyaz fotoğraflar, sadeliği pop’un frapanlığına yeğleyen pozlar, kendini dev aynasında görmeyen ama dinlendikçe devleşen şarkılar Jessie Ware’in başarısının arkasında yatan sebepler. Ama sadece bunlar değil, herhangi bir röportajını okuduğunuzda, izlediğinizde hemen farkedeceğiniz samimiyeti, alçakgönüllü tavırları da. Öyle ki BBC röportajına geç kalıyor, ‘alışverişteydim kusura bakmayın’ diyor. İlk albümün başarısı karşısında ne kadar nevrotik ve tedirgin olduğundan bahsetmekten çekinmiyor. Çocukluk aşkıyla evleniyor. Şöyle bir bakınca, gerçek olamayacak kadar naif bir görüntü çıkıyor ortaya. Ama varsın çıksın, çölde bulunmuş vaha gibi geliyor insana şu günlerde böyle naif haller, böyle olduğu gibi görünmeler.

Ölçek birkaç kat büyümüş

Ekim’in 13’ünde ikinci albümü piyasaya çıktı İngiliz şarkıcının. Bu defa her şey daha büyük ölçekli. Eh, iyi bir işin devamında daha küçük ölçekli herhangi bir şey yapmanıza pek izin de vermiyorlar bu endüstride malumunuz. “Tough Love” başlığı altında toplanan şarkılar usulca sokulup, derine işleyen modern pop şarkıları. Tür adları ve tür tanımlarına kafa yormaya mahal vermeyecek şarkılar. Blood Orange olarak bildiğimiz Dev Hynes, bizim buralarda da pek sevilen Ed Sheeran, zamane R&B’sinin gözdelerinden Miguel ve The xx’in eli gitar tutan hüzünlü sesi Romy Madley Croft eşlik etmiş Jessie Ware’e. Artık daha deneyimli ve daha az tedirgin bir Jessie tarafından prodüktör ikilisi BenZel (Benny Blanco ve Two Inch Punch - sürekli övgülere boğulan iki müzik adamı) gözetiminde kaydedilmiş şarkılar içeriyor “Tough Love”.

Son noktayı koymadan önce, bir cümle daha iliştirelim sayfaya; iyi bir ses, iyi şarkılar, iyi bir prodüksiyon ve göze göze gelebileceğiniz bir kadın şarkıcı dinlemek isterseniz eğer Jessie Ware sıranın en başında sizi bekliyor, bilginize.

Yorumlar

Popüler Yayınlar